OKB, genellikle ergenlik çağında veya genç yetişkinlik döneminde başlamakla birlikte her 200 çocuk ve ergenden birinde görülmektedir. Fark edilmesi zor olduğu için ve/veya çocuklar bu sorunu daha çok ebeveynlerin dikkatini çekmeyecek şekilde içsel takıntılar şeklinde yaşıyor olduklarından, çocuklarda OKB’nin aslında daha yüksek oranlarda olduğunu tahmin etmekteyiz.
Çocuk ve Ergenlerde Görülen Takıntılar Nelerdir?
Obsesyonlar istenmeyen ve kaygıya yol açan, tekrarlayan ve ısrarlı düşünceler, dürtüler ve fikirler olarak tanımlanır. Genellikle gerçekçi değil ve mantık dışıdırlar. Kompulsiyonlar, sürekli tekrar edilen davranışlar, ayinler (el yıkama, her şeyi düzenli tutma, bir şeyi sürekli kontrol etme) veya zihinsel aktivitelerdir (içten sayı sayma, kelimeleri içten tekrar etme). OKB, çocuk ve ergenin yaşamına sürekli olarak müdahale eder, ciddi kaygı ve endişeye sebep olur. Akademik performansı, sosyal aktiviteleri ve ilişkileri etkiler.
Obsesif düşünceler çocuğun yaşına ve geçen zamana bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ebeveynlere zarar geleceği ile ilgili takıntılara çocuklarda çok rastlanır. Bu sebeple de sürekli evin camlarını, kapılarını kontrol edebilir. Bu çocuk daha sonra kapıyı kilitlemedim düşüncesi ile geceleri onlarca kez kalkıp tekrar tekrar kapının kilidini kontrol edebilir. Geceleri anne-babasının yatak odasına girip nefes alıp almadıklarına bakmak zorunda hissedebilir.
Daha büyük yaştaki çocuklar veya ergenler mikrop, AIDS ve yemeklerden hastalık kapacaklarına inanabilirler. Bu tip çocuklar bu kaygılarıyla baş etmek için kendilerince rahatlatıcı ritüeller ve ayinler (sürekli tekrar edilen davranışlar, sürekli el yıkama, sayı sayma, dua okuma gibi) düzenleyebilirler. Bu tekrar eden davranışlar sonucunda başlarına gelecek kötü şeyleri kovduklarına inanırlar.
Çocuk ve ergenler genellikle sahip oldukları takıntılardan ötürü utanç duygusu içindedirler. Birçoğu insanların onlar hakkında deli diye düşünecekleri korkusuyla düşüncelerini ve davranışlarını göstermekten kaçınmaya çalışırlar. Çocuk ve ebeveynler arasındaki olumlu iletişim çocuğun probleminin anlaşılmasında, desteklenmesinde ve iyileşmesinde çok büyük katkı sağlar.
Tedavi
Çocuk ve ergenlerde OKB tedavisi erişkinlerle kıyasladığımızda hem daha kolay hem de daha zordur diyebiliriz. Çocuk ve ergende birikmiş stres ve olumsuz duygu miktarı genellikle bir erişkine göre daha az olduğundan kısa sürelerde çözüme ulaşmak mümkün olmaktadır. Ancak çocukların ve ergenlerin sözel iletişime daha kapalı olmaları, daha çok kendi istekleri dışında çözüm arayışına giriliyor olması gibi nedenler uzmanın sağlam bir güven ilişkisi oluşturmasını gerektirmektedir. Çocukluk ve ergenlik dönemleri yaşa göre kendi içinde de dönemlere ayrıldığından ve bu dönemlerde algılama, davranış ve zihinsel süreçlerle ilgili farklılıklar olduğundan uzmanın güven ilişkisi oluşturması ve iletişim kurabilmesi oldukça önemli hale gelmektedir. Güven sorunu ve iletişi kurmaya isteksiz çocuk ve ergenler de bu zorlukları aşmak gerektiğinden, çalışma süreci bir miktar uzayabilmektedir. Çocuklarda ve ergenlerde OKB sorunu için gerekli görüldüğü takdirde ilaç tedavisine de başvurulabilinir.
Çocuk ve ergenlerde OKB rahatsızlığı olduğu halde fark edilmez ise ya da fark edildiği halde “nasıl olsa geçer” denerek önemsenmezse, bu hastalık kendi başına düzelmediğinden ileriki yaşlarda daha yoğun sorunlarla karşılaşmak kaçınılmazdır. Bazı durumlarda ebeveynler çözüm arayışına girdikleri halde neticeye ulaşamadıkları için ümitsizliğe kapılarak sorunu kendi haline bırakabilmektedirler. Halbuki çocuklarda ve ergenlerde OKB tamamen iyileşebilen bir rahatsızlıktır.